logo

Virüs krizinden sonra hava ulaşımı nasıl değişecek?

Virüs krizinden sonra hava ulaşımı nasıl değişecek?

Havacılık küresel sektörler içinde en küreseli. Milyonlarca kişiyi istihdam ediyor, on milyonlarca kişinin geçinmesini sağlıyor, uluslararası iş ve tatillerin merkezi sinir sistemi rolünü görüyor.

Fakat bu sinir sisteminin büyük bir kısmı, koronavirüse karşı alınan önlemler nedeniyle işlemiyor.

Günlük uçuş sayıları yılbaşından beri yüzde 80 azaldı, bazı ülkelerde tamamen durdu.

Endüstri yaşam mücadelesi verirken havayolları, havalimanları ve yer hizmeti şirketleri nakit rezervlerini korumak için büyük bir çaba sarf ediyor. Bu şirketlerin gelirleri son derece azalmış durumda.

British Airways’in sahibi IAG 42 bin işçisinden 12 bine varan sayıda kişiyi işten çıkarmayı planladığını açıkladı, işlerin birkaç yıl daha normale dönmesinin beklenmediğini duyurdu.

EasyJet İngiltere’deki 4 bin işçisini iki aylığına ücretsiz izne çıkardı, Avustralya’da Qantas 20 bin çalışanına izin kullandırıyor, American Airlines’ın 700 pilotu ise erken emekli oldu.

Bu noktadan sonra insanlar yavaşça geleceğe bakmaya, dünyanın dört bir yanında havayollarının normale yakın bir hâle nasıl gelebileceğini düşünmeye başladı.

Normale dönüş için bazı bariz lojistik sorunlar var. Uçakların uçuşa, havalimanlarının da yolcu karşılamaya hazırlanması lazım. Zaman çizelgeleri oluşturulmalı, ona göre işçiler çalıştırılmalı.

Seyahat yasakları

Fakat küresel belirsizlik bunların yapılmasını zorlaştırıyor. Örneğin bir uçak hangi ülkeye uçabilecek, hangi ülkeler hangi tarihlerde uçuşa izin vermeye başlayacak belli değil.

Uçuşlar ne gibi kurallar altında yapılacak bilinmiyor.

Dünyadaki uçakların üçte birine denk gelen 17 bin uçak şu anda dünyanın dört bir yanındaki havalimanlarında park halinde.

Üstelik park halindeki uçakların bile düzenli bakıma ihtiyacı var. Bazıları her an ihtiyaç olabilir düşüncesiyle hazır tutuluyor. Bazılarının ise uçuşa hazırlanması haftalar sürebilir.

Sektördeki işçilerin bir kısmının mesleğine devam etmek için belli saatlerde çalışma koşullarını yerine getirme zorunluluğu da bir diğer sorun.

Örneğin pilotlar, bazı uçakları uçurabilmek için belli süreler boyunca uçuş veya simulasyonda uçuş yapmış olma şartını yerine getirmek zorunda.

Hava trafik kontrolörleri ve mühendislerin de benzer şartları yerine getirmesi gerekiyor.

Bazı havayolları ve havalimanları yeterli sertifikaya sahip çalışanlarının bulunduğundan emin olmak için uğraşsa da bazıları bu konuda zorlanacak.

İngiltere hızlı dönüş için değişiklik yapacak

İngiltere’de Sivil Havacılık Kurumu, gerektiğinde uçakların hızla havalara dönebilmesi için bu kurallara dair bir değişikliğe gidecek.

Konuya ilişkin yetkililerden yapılan açıklamada, “Mevcut sıra dışı koşullar nedeniyle bir istisna uygulayacağız. Pilotların mümkün olduğunca eski şekilde çalışmaya devam edebilmesini bekliyoruz. İstisnadan faydalanmaları için, havayolu şirketinin bunun nasıl güvenli bir şekilde sağlanacağını göstermesi gerekecek” denildi.

Bütün bunlar büyük lojistik sorunlar olsa da havacılık sektörü yöneticilerini uykusuz bırakan şey bunlar değil.

Yöneticiler en çok, hangi ülkenin seyahat yasağını ne zaman kaldıracağı konusundaki belirsizliğin sorun olduğunu söylüyor.

IATA: “Devletlerin ne yapacağını kestirmek zor”

Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA) Genel Direktörü Alexandre de Juniac, “Bir küresel yeniden başlatma planı hazırlamaya uğraşıyoruz. Esas zorluk devletlerin ne zaman ne yapacağını kestirmek” diyor.

Juniac’a göre bazı seyahat kısıtlamaları bu yılın ikinci yarısında da yürürlükte kalacak, ülkeler öncelikle iç hatlarını açmaya, sonra kısa mesafeli uluslararası uçuşlara ardından da uzak mesafeli uçuşlara başlayacak.

Son olarak da kıtalararası seyahatler geri dönecek. Fakat bunun ne zaman olacağına dair bir fikirleri şimdilik yok.

Sosyal mesafe nasıl uygulanacak?

Bir diğer bilinmeyen de, uçaklarda sosyal mesafenin ne kadar uygulanacağı.

İnsanlar bekleme salonları, güvenlik sıraları ve havalimanlarının diğer bölümlerinde nasıl ayrıştırılacak? Hangi testlerin yapılması gerekecek?

Bu havayollarını ilgilendirdiği kadar havalimanlarını da ilgilendiren bir mali konu. Örneğin havalimanı işletmecileri için mağazalar ve restoranlar önemli bir gelir kaynağı.

Havalimanı Operatörleri Birliği İcra Şefi Karen Dee, “Havalimanları için uçuş dışı gelirler çok önemlidir” diyor ve ekliyor:

“Bu sayede uçaklardan daha az ücret alabiliyoruz ve bunun karşılığında uçaklar da yolculardan daha az para alabiliyor. Havalimanlarında her şeyi mevcut duruma göre ayarlamak istemiyoruz. Çünkü birkaç ay sonra aşının bulunduğunu ve her şeyin normale döndüğünü duyma ihtimalimiz var.”

‘Koordinasyon önemli’

IATA yöneticisi Juniac, atılacak adımların koordinasyonla atılması gerektiğini düşünüyor:

“11 Eylül’den sonra yaşananları tekrar yaşamamalıyız. O dönemde her yerde farklı önlemler alınmıştı ve onları bir standarda sokmak çok zaman aldı. Hatta hâlâ bazı farklılıklar var.”

Doluluk oranı

Havayollarının uçaklarda da çeşitli önlemler alması gerekebilir. Lufthansa halihazırda uçaklarda orta koltuğu boş bırakıyor.

Bütün uçuşlarını durduran EasyJet de uçuşlara başlayınca aynısını yapmayı planlıyor.

Havayolları kısa vadede bir önlem olarak bunu uygulayabilir. Fakat bunun da ciddi maliyeti var.

Havayollarının para kazanması için her uçuşta tüm koltuklarını doldurmaya çalışması gerekiyor.

Ucuz havayolları yüzde 90’ın üzerinde dolulukla uçtuğundan ötürü bu onlar için özel önem taşıyor. Sadece orta koltukların boş bırakılması, doluluk oranının en fazla yüzde 65 olmasına yol açacak.

Juniac, bunun bir süreliğine mümkün olduğunu fakat uzun vadede devam etmesi durumunda endüstrinin değişmesi gerekeceğini söylüyor.

Ryanair CEO’su Michael O”Leary, bu uygulamanın “aptalca” olacağını söylüyor.

İngiltere’de hükümetin ülkeye gelen herkesi iki haftalığına karantinaya alması düşünülüyor.

Endüstri birliği Airlines UK, bu planın “İngiltere’ye uluslararası seyahati pratikte sıfırlayacağını, “hem havacılık sektörüne hem de İngiltere ekonomisine ölçülemeyecek büyüklükte zarar vereceğini” düşünüyor.

Uçakları havalandırmak işin kolay kısmı olabilir. Bu uçaklarda uçacak yolcuyu bulmak ise zor kısmı… Bu yüzden havacılık sektörünü bazı uzun vadeli değişimler bekliyor.

Turizm sektöründen bir yönetici “Tatil seyahatleri alanındaki şirketler için çok kötü olmayabilir, sonuçta insanlar yine tatile gitmek ister” diyor.

Fakat iş seyahatlerinde durum daha farklı.

Business class ve first class yolcuları sektörde gelirlerin yüzde 30’unu yaratıyor. Uzun mesafe uçuşlarında ise bu oran yüzde 70’e çıkıyor.

Şimdi bu yüksek gelirin azalma ihtimali var.

Küresel ekonomik küçülme, büyük ticaret fuarlarının ve benzer etkinliklerin iptal edilmesi, şirketlerin yüz yüze görüşmeler yerine internet üzerinden görüşmeleri tercih etmeye başlaması her şeyin eski haline dönmesini geciktirebilir.

JLS Consulting danışmanlık firmasından analist John Strickland, “Birden fazla iş modelinin iç içe geçmesini göreceğimizi düşünüyorum, havayolları değişik şeyler deneyecek” diyor ve ekliyor:

“Havalimanlarında bekleme salonlarına erişimi olmayan light business class biletler olabilir. Yaratıcı fiyatlandırmalar için manevra alanı var.”

Fakat havacılık sektörü tekrar havalanmaya hazırlanırken en büyük sorun, sektörün geleceğinin nasıl olacağı konusunda kimsenin tam anlamıyla emin olamaması. (BBC Türkçe)

#

SENDE YORUM YAZ