Uçaklarda virüs kapmamanın ip uçları

Sonbaharın gelişi, çoğumuz için grip mevsiminin başlangıcını işaret eder. Sonsuz bir yaz peşinde, güneşi ve sıcak havayı kovalamak isterken, tatil sonrası uçakla seyahat eden birçok kişi, her ne kadar temas edilen her yeri dezenfekte etmiş olsalar da hastalandıklarını ifade ediyor.

Şimdi, uzun mesafeli uçuşlarda çalışan bir uçuş görevlisi, Reddit’te yolculara uçakta sağlıklı kalmaları için ipuçları paylaştı.

İşte mikropların saklandığı beklenmedik yerler ve bir sonraki uçuşunuzda hastalanmaktan nasıl kaçınabileceğinize dair bilmeniz gerekenler.

Uçaklardaki en kirli yerler nereler?

Reddit’te HausOfDarling adını kullanan bir uçuş görevlisi, r/AskReddit başlığında uçaklardaki en kirli alanlardan bazılarını paylaştı.

“Koltuk cebine asla, asla, asla bir şey koymamanızı ya da kullanmamanızı tavsiye ederim. Çöpler alınır ama asla ‘temizlenmezler,’” diye yazdı.

Kullanıcı, temizlik ekiplerinin bu ceplerden çıkardığı “kirli mendiller, hasta torbaları, iç çamaşırları, çoraplar” ve “sakız, yarısı yenmiş şekerler, elma çekirdekleri” gibi hoş olmayan şeylerin bir listesini vererek durumu daha da detaylandırdı.

Bu, çoğumuzun farkına varmadığı bir durum olabilir ancak bu ceplerin yeterince temizlenmemesi, diğer yolcuların mikroplarının eşyalarınıza kolayca bulaşabileceği anlamına geliyor.

Örneğin, biri cep telefonuna öksürüp ardından onu koltuk cebine koyarsa, mikropların büyük bir kısmı orada kalır. Kendi telefonunuzu aynı yere koyduğunuzda, bu mikroplar sadece birkaç saniye içinde ellerinize bulaşabilir.

Uçuşların hızlı bir şekilde gerçekleşmesi nedeniyle, temizlik ekiplerinin tüm çabalarına rağmen uçakların büyük bir bölümü mikrop barındırabilir.

Koltuk ceplerinde saklanan güvenlik talimat kartlarından tepsi masalarına ve tuvaletlere kadar her yer kirlenebilir.

Hatta Insider dergisi, Kanada Yayın Kurumu tarafından yapılan sürüntü testlerine ilişkin çarpıcı bulguları paylaşmıştı.

Test sonuçlarına göre, bazı koltuk başlıkları, grip ve diğer ciddi hastalıklara yol açabilen Staphylococcus, E. coli ve Hemolitik bakterilerle doludur. Araştırma, ayrıca koltuk ceplerinde aerobik bakteri ve küfün yanı sıra koliform ve E. coli testlerinin de pozitif sonuç verdiğini ortaya koydu.

Kabin ekibi, güvenlik talimat kartları, tepsi masaları ve tuvaletlerin yanı sıra, baş üstü kutuları ve koltuk kılıflarının da mikropların saklanabileceği alanlar olduğuna dikkat çekti.

Çözüm mü? El dezenfektanı ve dezenfektan mendilleri yanınızda bulundurmak.

Uçuş sırasında dikkat edilmesi gerekenler

Koltuğunuza oturmadan önce, çantalarınızı baş üstü dolabına yerleştirin ve ardından hemen ellerinizi temizleyin.

Koltuğunuza oturduğunuzda, güvenlik talimat kartını okuyup daha sonra dezenfekte ederek bir sonraki yolcu için temiz bırakın. Tepsi masanızda yemek yemeden veya bir şeyler içmeden önce el dezenfektanı kullanın. Yemek tepsisini silmek de faydalı olacaktır.

Tuvalete gittiğinizde, tuvaletin kendisi düzenli olarak temizlense de kilitlerin ve kapı kollarının genellikle temizlenmediğini unutmayın. Çıkmadan önce ellerinizi iyice yıkayın ve koltuğunuza döndüğünüzde tekrar dezenfektan kullanarak mikroplardan mümkün olduğunca arındığınızdan emin olun.

Kabin ekibi, koltuk kılıflarının temizlenmiş olma ihtimalinin daha yüksek olduğunu belirtse de, bu durum her zaman garanti değildir.

Eğer mikroplardan endişe ediyorsanız, uçmadan önce tek kullanımlık veya yeniden kullanılabilir bir koltuk kılıfı almayı düşünebilirsiniz.

Uçaklardaki geri dönüştürülmüş hava zararlı mı?

Uçaklardaki geri dönüştürülmüş havanın hastalıklara yol açtığına dair pek çok korku hikayesi duymuş olsak da, gerçek durum bu kadar basit değil.

Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA) tarafından yapılan araştırmalara göre, uçaktaki havanın kalitesi çoğu kapalı ortamdan çok daha iyidir.

IATA, “Modern kabin ortamında bulaşma riski birkaç nedenden dolayı düşüktür: yolcular aynı yöne bakar, koltuk arkalıkları bariyer görevi görür, hava akışı yukarıdan aşağıya doğrudur ve hava oldukça temizdir” diyor.

Aslında kabin havası, saatte 20 ila 30 kez yenilenir—bu, çoğu ofis binasından yaklaşık 10 kat daha sıktır.

Uçaktaki havanın yarısını yüksek verimli partikül tutucu filtreler (HEPA) oluştururken, diğer yarısı temiz havadan oluşur. HEPA filtrelerin bakteri ve virüs giderme oranının şu anda yüzde 99,993 verimlilikte olduğu düşünülmektedir.

Ayrıca, uçaklardaki hava akışı yönü de önemli bir faktördür. Hava, uçağın uzunluğu boyunca değil, yukarıdan aşağıya doğru akar ve bu da uçuş sırasında diğer yolcuların mikroplarını soluma riskinizi azaltır.

Uçakta maske takılmalı mı?

COVID-19 döneminde uçaklarda maske takma zorunluluğu geçmişte kalmış gibi görünse de, bazı yolcular hala uçuşlarda maske takmayı tercih ediyor.

Neden mi? Aşırı kalabalık havaalanları ve dolu uçak kabinleri, özellikle bağışıklık sistemi zayıf olan kişiler için hastalık riskini artırabilir.

Ne kadar dikkatli olup dezenfektan kullanırsanız kullanın veya öksüren kişiden uzak durmaya çalışsanız da, mikropların size ulaşma ihtimali vardır.

Bu yüzden uzmanlar, seyahat ederken mikroplara karşı korunmak istiyorsanız maske takmayı öneriyor.

Mount Sinai Sağlık Sistemi’nden enfeksiyon önleme direktörü Dr. Bernard Camins, bir filtrasyon şirketi olan AusAir’e verdiği demeçte, “Solunum yolu viral enfeksiyonlarından korunmak istiyorsanız, maske takmalı ve sık sık el hijyeni sağlamalısınız,” diyor.

Uzmanlar, maskelerin hepsinin aynı derecede etkili olmadığını vurguluyor. Kumaş maskelerin en etkili seçenek olmadığını artık bilsek de, her maske çeşidi de mükemmel koruma sunmuyor.

N95 ve KN95 maskeleri, genellikle en iyi seçenek olarak gösterilir; çünkü hem burun ve ağzı tam olarak kapatır hem de yüksek filtreleme kapasitesine sahiptir.

Uçuş sırasında maske takan tek kişi olsanız bile korunmuş olursunuz ve uçaktaki hava filtreleme sistemi sayesinde aslında yerdekine göre daha az mikrop kapma olasılığınız vardır.

Bu nedenle, bir sonraki uçuşunuzda maske takmayı düşünüyorsanız, havaalanında maskeyi çıkarmayın ve temiz hava alana kadar bekleyin. Ve ne yaparsanız yapın, seyahatiniz boyunca el dezenfektanını yanınızdan ayırmayın. (euronews)