Kabus gibi bir yıl geçiren Boeing’de bu kez gündem bir eski çalışanının iddiaları üzerine B787 Dreamliner uçakları oldu.
Boeing firmasının eski bir çalışanı BBC’ye yaptığı açıklamada, 787 Dreamliner modeli uçaklardaki basıncın aniden düşmesi durumunda hayat kurtaran oksijen sisteminin çalışmayabileceğini ileri sürdü.
Boeing şirketi 2017 yılında oksijen tüplerinin bazılarında arıza tespit ettiklerini, ancak bu tüplerin uçaklardan kaldırıldığını savunuyor.
Şirketin eski kalite kontrol mühendisi John Barnett, yaptığı testlerin uçaklardaki oksijen sistemlerinin dörtte birinde arıza gösterdiğini, bu nedenle ihtiyaç halinde çalışmayabileceklerini söyledi.
Barnett, bir Boeing fabrikasında çalışanların şirketin kalite kontrol prosedürlerine sıklıkla uymadıklarını ve arızalı parçaların üretim aşamasında bilinçli olarak uçaklara monte edildiğini de öne sürdü.
Boeing şirketi bu suçlamaları reddediyor ve bütün uçak filolarının en üst düzey kalite ve güvenlik standardlarına uygun bir şekilde yapıldığını söylüyor.
İki uçak kazasının ardından Boeing’in 737 Max modelinin tüm dünyada uçuşu durdurulmuştu.
Avustralyalı havayolu şirketi Qantas da geçen hafta, Boeing 737 NG tipi uçaklarının seferlerini tespit edilen çatlaklar nedeniyle durdurduğunu duyurmuştu. 737 NG modelleri, Boeing 737 Max modelinin öncülü.
Barnett, Boeing şirketinde sağlık sorunları nedeniyle 2017’de emekli olana kadar 32 yıl çalıştı.
2010’dan itibaren Güney Carolina’nın Charleston şehrindeki bir Boeing fabrikasında kalite kontrol müdürü olarak görev yaptı.
North Charleston ilçesindeki tesis, uzun uçuş seferlerinde kullanılan 787 Dreamliner modelinin üretildiği iki fabrikadan biri.
57 yaşındaki Barnett’a göre, uçağı bir an önce piyasa sürme hedefi parçaların birleştirilme sürecinde acele edildiği ve güvenliğin zaafiyete uğratıldığı anlamına geliyor.
Şirket ise iddiaları reddediyor ve “güvenlik, kalite ve sağlamlığın Boeing’in değerlerinin temelinde yattığını” savunuyor.
Barnett 2016 yılında acil oksijen sistemlerindeki arızayı ortaya çıkardığını söylüyor.
Kabin basıncının düşmesi halinde oksijen sistemleri sayesinde oksijen maskeleri açılıyor ve bir gaz tüpünden oksijen sağlanıyor. Bu sistemler olmadan uçaktaki yolcuların hayati fonksiyonlarını uzun süre yerine getiremeyeceği biliniyor.
10 bin 600 metrede bir dakikadan kısa bir süre içinde bilinç kaybı yaşanıyor. Beyin hasarı ve hatta ölümün ihtimaller dahilinde olduğu belirtiliyor.
Uçakta kabin basıncının düşmesi nadir olarak görülse de imkansız değil.
2018’in Nisan ayında Southwest Havayolları’na ait bir camın arızalı bir motor parçasının çarpması sonucu patlamasıyla, cam kenarında oturan yolcu ağır yaralanmış ve daha sonra hayatını kaybetmişti. Diğer yolcular oksijen maskelerini takarak hayatta kalabilmişti.
Boeing ise 2017 yılında temin ettikleri bazı oksijen tüplerinin düzgün çalışmadığını farkettiklerini, bunun üzerine arızalı tüplerin uçaklara yerleştirilmediğini ve sorunun tedarikçi ile paylaşıldığını kaydedidiyor.
Şirket, “Yolcu uçaklarına kurulan oksijen sistemi teslimattan önce düzgün çalıştıklarından emin olmak amacıyla birden fazla kez test ediliyor ve kullanılabilmeleri için bu testleri geçmeleri gerekiyor” diyor.
“Uçak servise girdiğinde de sistem düzenli olarak test ediliyor.”
‘Standartları karşılamayan parçalar monte ediliyor’
Ancak bu Boeing firmasına North Charleston fabrikasıyla ilgili yöneltilen tek suçlama değil.
Barnett, zaman baskısı altındaki fabrika çalışanlarının standartların altındaki parçaları uçaklara monte ettiğini de savunuyor.
2017 yılında Amerikan Federal Havacılık İdaresi yaptığı incelemede 53 parçaya ilişkin benzer bir durum tespit etmiş ve şirketi bu konuda acil harekete geçmeye çağırmıştı.
Boeing, o dönemden beri söz konusu sorunu çözdüğünü ve gelecekte tekrar etmemesi için önlemler aldığını belirtiyor.
Barnett, kişiliğine hakaret edildiği ve sorunları ortaya çıkarması nedeniyle kariyerinde ilerlemesi engellenerek emekliliğine neden olunduğu suçlamalarıyla Boeing şirketine dava açma sürecinde.
Şiket ise Barnett’in kendi isteğiyle emekli olduğunu ve kariyerinde ilerlemesine mani olunmadığını savunuyor.